24 Mart 2014 Pazartesi

ÇIĞDA HAYATTA KALMANIN YOLLARI




Eğer çığ riski olan alanlardan geçiyorsanız ve yeterli eğitim almamış iseniz veya yeterince dikkatli değilseniz her an gelebilecek bir çığın altında kalmanız içten bile değildir! İnanın asla o durumda olmak istemezsiniz.
Çığa yakalandığınız andan itibaren çığın içinde sürüklenmeye başlarsınız. Bu arada şiddetli bir şekilde panikleme başlar ve ilk olarak yön duygunuzu kaybedersiniz. Çığın taşıdığı malzemeler size çarpabilir. Nefes almanız güçleşmeye başlar. Çığ yavaşlarken sıkışmaya başladığınızı ve etrafınızdaki karın sertleştiğini hissedersiniz. Giderek hiç hareket edemez hale gelir, ağız ve burnunuza dolan kar nedeni ile nefes almanız iyice zorlaşır. Bu arada vücut ısısını kaybetmeye başlar. Tabii bu arada vücudunuzda hiç kırık olmadığını varsayıyoruz! Zamanla oksijensizlik ve hipotermi etkisini iyice arttırmaya başlar. Oksijeniniz tükenir veya vücut ısınız 24 derecenin altına iner ve donarsınız...
Genelde tüm bu olanlar 10 ila 30 dakika arasında olur ve BİTER.
Çığa yakalanırsanız!
Çığ çok hızlı gelişir ve hareket eder. Bu nedenle, çığın oluşması fark edildikten sonra mümkün olduğunca hızlı ve soğukkanlı olunmalıdır. Eğer çığa arazide yakalanmış iseniz;
  • Çığın büyüklüğüne, hızına, patikasının genişliğine ve etraftaki araçlara veya daha güveli sütrelere bağlı olarak o alandan çok hızlı bir şekilde ayrılmaya karar vermek ve uygulamak,
  • Çığın daha yavaş ve akış yüksekliğinin daha az olduğu kenar kısımlarına ulaşmaya çalışmak,
  • Bağırarak veya başka ses kaynaklarını kullanarak (korna, ıslık, siren vb.) diğer insanları uyarmak,
  • Eğer çığın içinde kalmanız kesin ise o halde batonları atmak ve etrafta var ise sabit bir cisme tutunmaya çalışmak,
  • Mümkün olduğunca kırılmış ağaç veya kayalardan korunmaya çalışmak,
  • Yerden de destek alarak yüzme hareketi yaparak akan karın üstünde kalmaya çalışmak,
  • Ağızı sıkıca kapatmak ve mümkün olduğu kadar sürüklenme anında ve kar altında olduğumuz sürece sık sık nefesimizi tutarak az oksijen harcamak,
  • Bir diğer yöntem olarak da akış sırasında oturma pozisyonu almak, ve akış yavaşlayıp durma zamanı yaklaşınca bacaklarımızdan kuvvet alarak zemini itip kalkmaya çalışmak (tabii zemin altta ise!!!),
  • Çığ durmadan önce bir eli yüzümüzün (ağızı ve burnu kapatacak şekilde) diğer eli de başımızın üstünde tutarak kar altında kalma süremiz boyunca bizim hayati önem taşıyacak olan hava boşluğunu (kesesini) oluşturmaya çalışmak ve bunu yaparken başımızı sürekli sağa ve sola çevirerek baş etrafındaki boşluğu genişletmek,
  • Karda ses iletimi çok az olmasına rağmen, yüzeye çok yakın olduğumuzu hissediyorsak bağırabiliriz. Ancak, pek fazla bir faydası olmadığı gibi oksijenimizi tüketmemize de neden olur,
  • Bazı araştırmalar geniş sırt çantası taşıyan kazazedelerin yüzeye daha yakın kaldıklarını ortaya koymuştur.
  • Ayrıca, çığ altında kaldığınız zaman sizin bulunduğunuz yerin arama-kurtarma gruplarınca tespit edilebilmesini sağlamak için çok uzun kırmızı renkli kurdelalar da kullanılmaktadır. Çığ içinde kalacağınızı anladığınız anda bir ucu size bağlı olan rulo halinde sarılı kurdelayı fırlatıp görülmesini umut ediyorsunuz. Hiç yoktan iyidir.
Arama Yöntemleri
Eğer tüm çabalarımıza ve güvenlik önlemlerimize rağmen gruptan birisi çığ altında kalmış ise neler yapmalıyız? İlk kural, daha fazla insanı kurban durumuna getirmemektir. Çığ oluşan patikaya komşu patikalarda da duraylılığını kaybetmeye müsait kar örtüsü bulunması kuvvetle muhtemeldir. Ve her an yeni bir çığ olabilir. Bu amaçla arama-kurtarma çalışmaları biraz aksayabilir. Ancak, bu durum, kurtarma işini sadece ceset çıkarımı şekline sokacaktır. Bu çok zor bir karardır. Grubun kalanını da tehlikeye atmak ve çığ altında kalan kişiyi kurtarmaya bir an önce başlamak veya çığ güvenliğinden emin oluncaya kadar beklemek. Bu kararın zorluğu bize çığa yakalanmamak için azami gayreti göstermenin hafife alınmayacak bir durum olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır.
Evet, eğer aramaya başlıyor isek, çok hızlı bir şekilde düşünmeye, karar vermeye ve uygulamaya mecburuz. Bu arada, arama faaliyeti sırasında oluşabilecek ikinci bir çığı bize ıslık veya bağırmak sureti ile haber verecek bir gözetleyiciyi görevlendirmeyi de unutmayalım. Eğer var ise bu konuda tecrübeli olan kişinin faaliyeti yönetmesi iyi olur. Yok ise tecrübeli birini arayacak kadar vaktimiz yok. Hemen işe girişmeliyiz;
  • İlk olarak, kazazedenin en son görüldüğü nokta tespit edilir. Bu noktayı bilebilmek bizi kazazedeyi daha bu noktanın daha yukarılarında arama yapmaktan ve dolayısı ile zaman kaybından kurtarır.
  • Daha sonra, bu kişinin çığ patikasına nereden girdiği tespit edilir. Bu yer, kazazedenin en son görüldüğü yer ve eğer var ise kar üzerindeki eşyaların yerleri de dikkate alınarak kazazedenin muhtemel sürüklenme hattını ve arama alanı belirlenir.
  • Bazen çığ enkazı üstünde gözüken eşyalar kazazedenin kendisi bile olabilmektedir.
  • Olayı gören birileri var ise bu kişiler ile konuşup alabileceğimizi bu ve benzeri kritik bilgiler bize çok zaman kazandırabilir.
  • Bu arada aranacak alana bir giriş ve çıkış noktası ile üzerimizdeki fazla ekipmanları bırakabileceğimiz güvenli bir alanı da belirlemeyi unutmayalım. Zaman darlığından dolayı aradığımız yerleri tekrar arama gibi bir lüksümüz yok!
  • Bu aşamalardan sonra en uygun arama yöntemi belirlenerek aramaya başlanır. Bu yöntemler aşağıda anlatılmıştır.
  • Eğer çok yakın bir yerde çığ alanına çok kısa sürede getirebileceğiniz çığ kurtarma köpekleri var ise durmayın hemen getirin. Ve riskli alanlara girebileceğinizi düşünerek her zaman yanınıza elektronik alıcı-vericinizi (beacon), sondanızı ve kar küreğinizi almayı unutmayın.
Göz ve kulak : Bu teknik, tüm arama yöntemlerinin ilk basamağını oluşturur. Çok basit ve hızlı olarak uygulanabilmesine rağmen kardaki ses iletiminin çok az olması, arama süresinin yani kazazedenin vaktinin çok az olması, görüş mesafesinin sis, gece, kar yağışı gibi etmenler ile çok az olabilmesi ve kazazedeye ait herhangi bir eşyanın kar üstünde olmadığı durumlarda etkisiz bir yöntemdir.
Elektronik alıcılar : Eğer kazazedenin elektronik alıcı-vericisi taşıdığından emin isek hemen aramayı yapacak grup elemanlarının tamamının elektronik cihazlarını alıcı konumuna getirerek aramaya başlamaları gerekir. Tabii bu konuda daha önce eğitim almış ve cihazları kullanmayı biliyorsunuz kabulünden hareket ediyoruz. Eğer patika dar ise ve aramayı yapanlar eğitimli ise bir veya iki kişi arama için yeterlidir. Eğer kazazedenin cihazı taşıyıp taşımadığından emin değilseniz arama yapılacak alanın en üst sınırından itibaren diğer kişilerin de aynı anda sondalar ile aramaya başlaması iyi sonuçlar verebilir. Eğer sinyal alırsanız, o alanda cihazlarıyla arama ve kazma işine yardım için daha fazla kişi o alana sevketmelisiniz. Eğer birden fazla kişi çığ altında ise, ilk kurtarma işlemine müteakip grubun iş bölümü yaparak aynı anda aramaya devam etmesi gerekir. Kurtarılan kazazedenin cihazını kapatmayı unutmayalım!
Bu cihazların teorik azami menzili 80 m'ye erişse de maksimum etkin menzilleri 20-50 m arasındadır. Bu menziller alıcı ve vericilerin karşılıklı pozisyonlarına göre değişir. Cihazlar birbirine paralel durumda iseler daha iyi birbirlerini görürler. Arama sırasında cihazın kulaklığını takmak dijital göstergeye sahip olmayan analog cihazlarda sinyal sesini daha net duymak için gereklidir. Araştırma sırasında sessizliğe riayet edilmelidir.
Elbetteki bu tip bir deneyim bir internet sayfasından kazanılamaz. Bunun için arazide kar üzerinde çokça alıştırma yapmak gerekir. Ancak, yinede aşağıda bir kaç nokta üzerinde hatırlatma yapma gereği duyduk.
Bu tip cihazlarla yapılan aramalar, cihaz sinyalin en güçlü geldiği yön yakalanıncaya kadar kendi etrafında döndürülerek (yönlendirme yöntemi) veya 90 derecelik açılı hatlar üzerinde hareket edilerek (klasik grid arama) veya kısa aralıklarda sinyalin artış yönüne göre yön değiştirerek (tanjant arama) yapılır.
Yönlendirme metodunda ise gömülü durumdaki cihazın manyetik alan çizgileri yakalanmaya çalışılır. Cihaz kendi etrafında döndürülürken cihazımızın alan çizgileri diğer cihazınkine paralel hale gelirse sinyalin şiddeti artar. Ve bizde o yöne doğru ilerleriz. Bu aşamada daha hassas yer tespiti için nihai olarak klasik yönteme geçebiliriz.
Klasik (grid) yöntemde, ilk sinyalin alınmasıyla harekete başlanır. Gittikçe büyüyen sinyal, maksimuma ulaştıktan sonra biz ilerledikçe azalmaya başlar. Sinyalin minimuma ulaştığı anda tekrar geri dönüp maksimum sinyalin olduğu hatta döneriz. Daha sonra yürüme yönümüze dik bir açıda tekrar diğer bir yöne doğru yürürüz. Sinyal yine minimuma ulaşırsa, tekrar maksimuma döneriz. Bu işlem çok dar bir alana sıkışıp kalana kadar devam ettirilir. Ve son kes sonda ile kurbanın yeri kontrol edilerek kazma işlemine geçilir. Cihazların birbirine dik olduğu durumlarda 3 m'lik bir alan içinde iki maksimum sinyal noktası tespit edilir. Bu durumda kazazedenin yeri bu iki noktanın arasındaki orta noktadır.
Tanjant aramada ise, her 5 metrede bir yön ve mesafe kontrol edilip sinyalin daha güçlü geldiği yöne doğru gidilir. Sinyallerin çok güçlendiği ve cihazda 3 metreden daha az bir değer okunduğu zaman grid yöntemine geçerek daha hassas bir arama yapılıp kazılacak yer belirlenir.
Not: Elektronik alıcıların seçiminde sadece fiyatlarını kriter olarak almayın. Cihazlar Analog ve Dijital tiplerde üretilirler. Analog cihazlar aldığı sinyalin yerini bize ses veya lambasıyla gösterirken, dijital olanlarda bir ok işareti ile sinyalin geldiği yön ve aradaki yaklaşık mesafe gösterilir. Analog cihazların etkili bir şekilde kullanılabilmeleri için çok pratik yapmak lazım. Dijital cihazların analog olanlara göre etkin sinyal alma mesafeleri biraz daha düşük (bu fark kullanıcının eğitimi veya hızı ile çok rahatlıkla ortadan kaldırılabilir) olmasına rağmen hassasiyetleri aynıdır. Dijital olanlarda ilk sinyali yakalamak biraz daha uzun sürebilir, ancak kurbana doğru açıdan yaklaşmayı sağlamada iyi iş görürler. Alacağınız cihazın anten sayısı, güçlü ve net ses verme yeteneği, çoklu kurban arama modunun olup olmaması, LCD ekranının görüntü kalitesi, alınan sinyalin gücünü gösteren ışıklı indikatörün hassasiyeti, gelen sinyallere dik olarak yaklaşmayı sağlayacak algılama hassasiyeti de önemlidir.
Sonuç olarak iyi bir eğitiminiz var ise yukarıdaki kriterlere de uygun iyi bir analog cihaz kullanmanız daha avantajlıdır. Ancak, pratiğiniz az ise dijitallerin kullanımı belki biraz daha uygun olabilir. Tabii bu arada üreticilerin Dijitalleri hızlı bir şekilde geliştirmeye devam ettiklerini de unutmayalım!
Sondalama : Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, üzerinde herhangi bir aktif veya pasif alıcı-verici cihaz/yanıtlayıcı olmayan veya emin olmadığımız kişileri ararken sondalama yöntemini kullanırız. Bu yöntemdeki temel fikir, sondaları kara batırarak kazazedeyi bulmak ve çıkarmaktır. Bu arada sondalar kazazede üzerinde küçük bir kaç morartıya sebep olabilir. Ancak, kazazede yaşıyor ise bunlara aldırmayacaktır. Sonda ile arama işini eğer belli bir yöntem kullanmadan rastgele yapar iseniz, kazazedeyi ancak karlar eridikten sonra bulabilirsiniz. Bu nedenle, ilk önce, kazazedeye ait kar üstünde herhangi bir eşya olup olmadığını hızla kontrol edin. Daha sonra, kazazedenin çığın akışı sırasında takılabileceği, yamaç üzerindeki ağaçların veya kayaların eğim yukarı bakan kesimlerini, çığ patikasının dönüş yaptığı kıvrımların uç ve-veya dış taraflarını, patikanın az eğimli kesimlerini, çığ kurtarma köpeklerinin belirlediği bir lokasyonun çevresini aramak akıllıca olacaktır. Yine yukarıda "Arama Yöntemleri" başlığı altında açıkladığımız gibi tespit edeceğiniz sürüklenme hattı üzerinde sondalama işlemi devam ettirilmelidir.
Yöntemin avantajları arasında, hemen aramaya başlanılması ve bu işte çok fazla uzman olunmasına gerek olmaması sayılabilir. Dezavantajları ise, yavaş olması (kaba arama ile 10-15 kişi bir hektar alanı 4-5 saatte hassas arama ile ise 20 saatte arayabilir), arama derinliğinin çubukların boyları ile sınırlı olması ve emin olamama ve kazazedeyi ıskalama faktörünün ihmal edilemeyecek boyutta olmasıdır.
Sondalama iki farklı hassasiyette yapılır :
  • Kaba Arama :
    • Kaba Arama, sondalamanın ilk aşamada kullanılan tekniktir. Arama yapacak tüm kişiler düz bir sıra halinde aramaya katılırlar. Sadece aramayı yöneten kişinin komutları ile adım atar ve sondalamayı gerçekleştirir. Kaba aramada her bir hattın arası ortalama bir adım mesafesi olan yaklaşık 70 cm'dir. Yanyana iki kişinin çubukları arasındaki mesafe ise yaklaşık 70-75 cm'dir. Bu durum 70x75 cm'lik bir arama yoğunluğu demektir. Çubuk iki ayağın tam ortasına batırılır. Kazazedeyi bulma yüzdesi yaklaşık olarak %70'dir.
    • Yamaç yukarı doğru çalışılır. Her bir hat bitince o hattın arandığını belirtmek için o hattın başına bir işaret (bayrak, çubuk vb.) dikilir.
    • Eğer bir kişi bir saptama yapar ise hemen sondayı orada bırakır ve kürekçileri çağırır. Ve yeni bir sonda alarak grupla aramaya devam eder. Kürekçiler ise şüphelenilen o noktayı kazarlar.
    • Eğer sondanız yok ise, hiç olmaz ise yuvarlak kısmı çıkarılmış bir kayak sopası ile de aramaya katılınır. Ne yapalım, hiç yoktan iyidir.
    • Hala canlı birini arıyoruz! Daha çabuk ve hassas davranalım.
    • Sondalama yapılan hatları işaretlemeliyiz.
    • Eğer sayımız yeterli ise grup lideri grubu ikiye ayırıp onları da başka bir alanı aramaya gönderebilir.
    • Eğer aramada görev alan kişi sayısı az ise o halde birer sıra atlanarak arama yapılır. Nispeten hızlı bir arama sağlanır, ama kazazedeyi bulma yüzdesi sıkıntı verecek düzeyde düşer.
  • Hassas Arama :
  • Eğer kaba arama ile çığ enkaz alanında hiç bir şey bulamadık ise aynı yeri bir kez daha deneyebiliriz. Ancak bu kez ölü bir bedeni aradığımızı unutmayalım. Bu defa ise aramayı daha da hassaslaştırmamız gerekecektir. Bu arama türünde kazazedeyi bulma ihtimalimiz %95'e kadar çıkacaktır. Ancak çok zaman alacak. Bu teknikte aramayı yapanlar arama hattını 1/3 oranında sıklaştırırlar ve çubuğu ilk olarak sol ayağının dışına sonra ayaklarının (topuklarının) ortasına en son ise sağ ayağının dış tarafına batırırlar.
    • Çığ kurtarma köpekleri : Çığ kurtarma köpekleri halen bilinen en etkili arama ve kurtarma yöntemidir. Maalesef, bu iyi eğitimleri köpekleri her yerde bulmak çok ama çok zordur. Köpekler kaba bir arama ile 1 hektar alanı maksimum 30 dakikada, çok hassas aramayı ise 1-2 saatte gerçekleştirebilirler. Ancak, eğitimcisi olmayan kalabalık insanlar arasında arama yaparken sinirli olabilmesi, etrafın koku kirliliğine uğratılmış olma olasılığı (kırılmış ağaçlar, yiyecek, yağ, petrol, hayvan pisliği vb.), kazazedenin 2 m'den derinde olması, rüzgarın ters yönden esmesi, köpeğin eğitim durumu-yeteneği ve çok yoğun sertleşmiş karın olması durumlarında hayvanın kazazedeyi bulma ihtimali biraz düşebileceğini de unutmalım. Bazı vakalarda çığ kurtarma köpeklerinin 10 ila 12 metre derinlikteki kazazedeleri nadiren de olsa buldukları oluyorsa da gerçekçi olarak bu rakam 2-4 metre arasındadır.
    • Pasif yanıtlayıcılar (Recco) : Pasif yanıtlayıcılar, giysilerimizin veya eşyalarımızın herhangi bir yerine yerleştirilebilen, elektronik algılayıcıların gönderdikleri elektromanyetik dalgaları yansıtarak bulundukları yeri belli eden bir kaç gram ağırlığında, ince, manyetif devre kartlarıdırlar. Kapatılıp açılması gerekmez, tahrip olmadığı sürece kullanma ömürleri sınırsızdır. Ayrıca, reflektörlerin en az iki tane kullanılması faydalıdır. Ya iki tanesi botlara takılabilir yada bir tanesi monta bir tanesi de pantolana dikilebilir. Bu cihazlar sayesinde çığ altında kalan bir kişi bulunabilmektedir. Ancak, bu küçük parçaların ucuz ve kullanımının kolay olmasına karşın, aramada kullanılan cihazın (alıcı+vericiden ibaret olup cihazın toplam ağırlığı 1.6 kg dır.) pahalı ve her yerde bulunmaması nedeni ile pasif yanıtlayıcıların kullanımı önemli ölçüde kısıtlanmaktadır.
    • Magnetometre : Bu cihaz bir metal detektörü olduğundan, araç içinde mahsur kalan kişileri kurtarmada kullanılmaktadır.
Kazazedeye İlkyardım
Tüm ilkyardım çabaları çığdan kurtarılan bir kazazedenin ikincil bir ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalmasını önlemek içindir. Eğer kazazedeyi henüz bulmamış iseniz veya birden fazla kazazede var ise, o kişiler için rüzgardan korunaklı ve kaza mahallinin dışında (çığ topuğu) geçici bir acil durum alanı oluşturmak faydalı olur. Kazazedenin yeri bulunduktan sonra onun sahip olabileceği hava kesesine zarar vermeden çıkarılması gerekir. Bu yüzden kazma işlemi dikey yönde değil kazazedenin yan tarafından kazılarak kazazedenin bulunduğu derinliğe inilir ve daha sonra yanal kazılarak kazazedeye ulaşılır. Kazılan çukurun kazazedeyi en kısa zamanda çıkarabilecek miktarda olması gerekir. Büyük bir çukur açmak bize zaman kaybettirir.
Bu aşamada İlk önce kısa bir temel bilgi verelim :
Normal bir insan vücudunun ısısı 37oC'dir. Normal vücut ısısında elastiki olan kan damarları kanla doludur. Deri ısısı 20oC'nin altına düşünce derideki kan damarları vücudun savunma mekanizmasının sonucu olarak büzüşürler. Ve kan vücut içindeki hayati organlara gider. Kan dolaşımı bozulur. Deri beyazlaşır ve his kaybı oluşur. Böbreklere giden kan arttığı için idrar çoğalır. Damarlardaki su miktarı azalır. Vücut ısısı düşmeye devam ederse damarlara esneklik kazandıran sinirler felç olur. Kan akışı yavaşlar. Vücudun dış yüzeyine gelip soğuyan kan iç organlara dönünce kalp durması gerçekleşir. Vücut ısısı 35oC'nin altına düştüğünde donmanın 1. Evresine girilmiş olunur. Deri beyazlaşır ve titreme, kazazedede yorgunluk, şaşkınlık hali görülür. Kötüleşme devam ederse 2. Evreye girilir. Isı 34oC'nin altına düşerse şuur kaybı olur. Kazazede kaslarını oynatamaz, kalp görevini yapamaz. Nabız yavaşlar, kalp atışı düzensizleşir, göz bebekleri genişler. 3. Evrede ise felç oluşur. Vücut ısısı 30oC'nin altına düştüğünde ise refleks kaybolur, kalp zayıflar ve ölüm gerçekleşir.
Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü kazazede kar altından çıkarılmaya başlandığı anda (bu arada vücudunun çıkarılması işlemi devam ediyorken) hemen başının kardan temizlenerek suni teneffüs işine ve kalp masajına (doktorun yapması tavsiye olunur) başlanılması gerekir (Umarız eğitim almışsınızdır!, Eğer sık sık dağlara çıkıyor iseniz ilk yardım eğitimi almanızı öneririz). Kazazedenin şok, hipotermi veya travma geçirip geçirmemesi, hareketlerimizin hızını ve gösterilmesi gereken hassasiyet derecesini belirleyecektir. Kazazedenin vücudunun çok hızlı ve dikkatsizce çıkarılması ve uzun mesafe taşınması sırasında vücudun dış kesiminde bulunan soğuk kan kalbe gidebilir, dikkatli olalım. Kazazede kardan tamamen çıkarıldıktan sonra kesinlikle soğuktan ve rüzgardan korunması gerekir.
İlk yardım sırasında ilkyardımın gidişatını değiştirecek durumlardan birisi kazazedenin hipotermi'ye girmiş olmasıdır. Hipotermi 4 aşamada gerçekleşir :
  • I. Evre : Kazazede reaksiyon gösterir ve titrer. Vücut ısısı 35 - 32 C arasındadır. Bilinç açık.
  • II. Evre : Kazazedenin refleksi azalır, titremesi kesilir. Vücut ısısı 32 - 28 C arasındadır. Bilinç açık.
  • III. Evre : Kazazede refleks göstermez. Vücut ısısı 28 - 24 C arasındadır. Bilinç kapalı.
  • IV. Evre : Kazezedede solunum ve kalp durması olur. Vücut ısısı 24 - 15 C arasındadır.
Hipotermi geçiren bir kişiye yapılabilecek ilk yardım teknikleri ise aşağıda verilmiştir.
    I. ve II. Evre
    • Kazazedenin vücudu uzun mesafe taşınmamalı,
    • Rüzgardan korunmalı,
    • Vücut ısısını koruyacak bir örtü veya battaniyeye sarılmalı,
    • Ilık, alkolsüz ve çok şekerli içecekler verilmelidir.
    III. Evre
    • Kazazedenin vücudu uzun mesafe taşınmamalı,
    • Rüzgardan korunmalı,
    • Vücut ısısını koruyacak bir örtü veya battaniyeye sarıp ( battaniyeye sardıktan sonra kazazedeyi uyku tulumunun içine koymanız izolasyon açısından daha etkilidir) öne meyilli olarak yatırınız. Böylece beynine gelen kanı arttırmış ve kusma durumunda boğulmayı engellemiş olursunuz.
    • Solunumu ve nabzı sürekli kontrol edilmeli,
    • Makatından vücut ısısı sürekli ölçülmeli,
    • Oksijen verilmeli (düzenek yoksa, suni solunum yapılmalı)
    • En kısa sürede hastaneye taşınmalıdır.
    IV. Evre
    • Sürekli kalp masajı yapılmalı (eğitiminin alınmış olması gerekir)
    • En kısa sürede gerekli teçhizata sahip bir ambulans veya helikopterle hastaneye taşınmalıdır.
Yukarıdaki detaylar dışında temel olarakhipotermi vakalarında ilkyardım olarak 3 işlem yapılmalıdır :
  • Kazazedeyi kardan çıkarıp hareket ettirmeden tutmak,
  • Rüzgardan korumak,
  • Vücut ısısının düşmemesi için kazazedeyi izole etmek.
Kazazedeyi Canlı Bulma Olasılığı !
Gömülü kalma zamanı içerisinde hayatta kalma süresini etkileyen hususlar arasında; hava kesesinin varlığı, solunum yollarının karla tıkalı olup olaması, yaralanmanın olup olmaması, gömülü kalma süresi, kazazedenin psikolojik durumu, gömülme derinliğini (bulunup çıkarılma süresini etkiler) sayılabilir.
Genel olarak ilk 15 dakika içerisinde kazazedenin grup arkadaşlarının büyük bir hızla ve gayretle çalışarak kazazedeyi bulup canlı olarak (eğer hava kesesi var ve ağır yaralı değil ise ve vücudunun bir kısmı kar üstünde kalan) çıkarmaları yüksek oranda olasıdır. Kazazedeyi canlı olarak çıkarma çabalarının temelinde bu kısıtlama yatar.
Hava kesesi olmayan kazazedeler 15 ile 30-35 dakikalar arasında boğulma nedeni ile ölmektedirler.
35 dakikadan sonra ise sadece hava kesesi olan kazazedelerin yaklaşık 90 dakikaya kadar dayanabildiği görülmüştür.
90 ila 130. dakikalar arasında ise artık kazazedeler oksijen yetersizliği ve hipotermi sonucunda hayatlarını kaybetmektedirler.
Daha uzun süreler hayatta kalabilmenin ise ancak büyük bir hava kesesi veya açık havaya uzanan bir hava kanalının varlığı ile mümkün olabildiği tespit edilmiştir.
Yukarıda verilen bu süreler tüm Dünya' daki çığ kazaları sonucunda tutulan kurtarma istatistiklerinin ortak olarak değerlendirilmeleri sonucu elde edilmiştir. Ve şüphesiz ki bu değerler bir genellemedir ve içlerinde bir çok olasılığı içerirler. Kesin kriterler ve değişmez sonuçlar değillerdir.

Çığda ise büyüklüğüne, hızına, patika genişliğine, etraftaki araç veya doğal cisimlere bağlı olarak alandan ayrılmaya karar vermelisiniz. Çığın daha yavaş olduğu ve akış yüksekliği düşük patika kenarlarına doğru gitmeye çalışmalısınız.
-Çığa yakalanırsanız, yerden destek alarak yüzme hareketiyle çığ yüzeyinde kalmaya çalışmalısınız. Ağzınızı sıkıca kapatarak hava kesesi oluşturmaya, bu arada başınızı sağa sola doğru çevirmeye çalışmalısınız.
-Akış sırasında eller ve bacaklar bitişik şekilde oturma pozisyonu almaya çalışmalısınız. Çığ durmadan önce bacaklarınızla yeri sertçe iterek (zemin altta veya zemindeki kar setleşmeye başlamışsa) kalkmaya çalışmalısınız.
-Bayılacağınızı hissediyorsanız, buna direnmeyin. Çünkü baygın insan daha az oksijen tüketir.
-Bazı olaylar sırt çantası taşıyanların, çığ topuğu civarında, yüzeyde kalma şanslarının taşımayanlardan biraz daha fazla olduğunu göstermiştir.
-Çığ sırasında araçtaysanız, motoru durdurup, ışıkları söndürmeli, oksijeni iyi kullanmak için sigara içmemeli ve kibrit yakmamalısınız.
-Aracın kornasını çalarak dışarıya ses duyurmaya çalışabilirsiniz. Araçta çubuk benzeri bir alet varsa yukarı doğru batırıp aramaya gelenlerin yerinizi görmesini sağlayabilirsiniz.
-En son olarak ise karı kazmak gerekir. Ancak kendinizi kar içinde emniyette hissetmiyorsanız araçta kalmalısınız.
 
  Tepki vermek icin birkac saniyemiz var. Panige
  kapilmadan bir kac seyi yapmayi hatirlamaliyiz.
 
  Kaya altina girmeye calismayin. Bir oyuk veya
  magaranin icine girmeye de calismayin.
  Orada kisili kalabilirsiniz. Mumkun oldugu kadar
  acikta, ve yuzeye yakin kalmaya calisacagiz.
 
  Cig buyuk bir hiz ve kuvvetle ilerler, kosmakla veya kaymakla ondan kacamayiz. En hizli kayakcilar bile kacabileceklerine guvenmesinler.
 
  Oncelikle bagirarak diger grup uyelerini uyarmali , ve yerimizi belli etmeliyiz.
 
  Agzimizi sikica kapatmak vasitasiyla, karin agzimizin icine dolup eriyip bizi bogma sansini azaltmaliyiz. Eger bilinc kaybi olursa bir yudum su bizi bogabilir.
 
  Dalgaya arkamizi doner gibi ciga arkamizi donmeliyiz.
 
  Hizla : Hareketimiz engelleyecek sirt cantasi, kayak, baton, snovbord gibi esyalari cikarip atmaliyiz .Birazdan yuzmek uzereyiz. Eger karmotoru uzerindeysek cigin kenarlarina dogru manevra yapmaliyiz. Kenarlarda cig kuvvetini yitirmeye baslar. Motor uzerinde dik durmaya calisip, dusersek motordan kurtulmaya
  calismaliyiz.
 
  Cigin icindeyken, cigin akisi ile kenarlara dogru
  yuzmeye calismaliyiz. Aynen bir nehirde veya kuvvetli bir deniz akiminda yuzmeye calismak gibi. Herhangi bir yuzme hareketi olabilir . Asagi dogru cekildigimiz hissediyorsak, yukari cikmaya calismaliyiz. Ne kadar yuzeyde kalirsak hayatta kalma sansimiz o kadar artar.
 
  Mumkunse bir agac veya dala tutunmaya calismaliyiz.
 
  Hareketimiz hala kontrol disindaysa , yavaslamaya
  baslayinca yapabilecegimiz bir kac sey var: Vucudumuzu annekarninda bebek pozisyonuna getirmeye calismali, yuzumuzu avcumuzla kapayarak yuzumu ve ellerimiz arasinda mumkun oldugu kadar fazla hava boslugu birakmaya calismaliyiz. Bu arada nefesimizi tutmaya
  calismaliyiz.
 
  Kar kutlesi etrafimizi sariyorsa ; kafamizi cevikce iki yana sallamali, boylece nefes alacak hava bosluklari yaratmaya calismaliyiz. Vucudumuzun hareket kabiliyeti varsa, bu hareketi
  butun vucudumuzla yapmaliyiz. Sadece hava boslugu icin degil, kendimizi kardan kurtarip yukari cikarmamizi da kolaylastirabilir.
 
  Yavas yavas durma noktasina gelirken, tek kolumuzla yukari uzanmaliyiz. Boylece yukarida bizi arayacak olanlara mumkun oldugu kadar bir isaret birakmis oluyoruz.
 
  Durduktan sonra:
  Eger yukaridan isik algilamiyorsak , debelenip cikmaya calismamaliyiz. Isik yakinsa bunu karin altindan parlaklik olarak algilamamiz lazim. Bazen isik kar kutlesine hafif kirmizimsi bir renk bile verebilir. Bu durumda uzandigimiz kolumuzla yuzeye dogrudesebiliriz.
 
  Ama sonuc getirmeyecek hareketler, kisitli hava
  depomuzu daha hizli tuketmemize sebep lacaktir.
  Buraya kadar yaptiklarimizla , havamiz bitinceye kadar yaklasik 25 dakikamiz var. Bu sureyi kisaltmak da istemeyiz.
 
  Sakin olup nefesimizi kontrol etmeye calismaliyiz.Fazla hizli nefes alip vermek yerine ,yavaslamaliyiz. Bagirarak yerimizi belli etmemizin faydasini gormeyi umid etmeliyiz. Arama Kurtarma ekipleri cig altinda insan bulmada tecrubelidirler.Cogu ekibin bu konuda egitimli kopekleri vardir.
 
  Kaynak:
  http://vava.essortment.com/howdoisurvive_rgmv.htm
 
  Bir de:
 
  Kanada Cig Merkezinde sorumlu bir operasyon Muduru nun dedigine gore:
  Cigda hayatini kaybeden insanlarin yuzde 25'i , cig esnasinda maruz kaldiklari travma sonucu ( hareket,tas/kaya/agac carpmasi ) bu sonla karsilasmaktadir.Yani butun bu nasihat ve ipuclari ve pratik, sonucta bir ise yaramayabilir .
 
  Cigdan korunmanin en iyi yolu , orada olmamaktir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder