22 Mart 2014 Cumartesi

KİMDİR HAZIRLIKÇILAR

  İnançları, motivasyonları ve taktikleri ile benzersiz bir grup insan… Kıyameti Bekleyenler, bildiğimiz anlamda dünyanın sonuna hazırlanan, görmeye alışık olmadığımız tarzdaki “sıradan” insanların yaşamlarını idame etmek için yapması gerekenler. Kıyameti bekleyenler, inşa ettikleri dışa bağımlılığı olmayan korunaklı yapılardan, sığınaklara kadar hayatın beklenmedik yönlerine her şekilde hazırlık yapan ve bu konuda sınır tanımayan sıra dışı insanların buluşma noktası.



Son günlerde beni en çok etkileyen belgesel yapımlardan biri de, National Geographic'de yayınlanan Kıyamete Hazırlananlar oldu.
ABD'nin çeşitli eyaletlerinde hayatlarını bir nükleer savaşa ya da doğal felakete hazırlanmak için tedbir almaya adayan insanların yaşadığını, bu belgesel sayesinde öğrendim. Ve yanlız olmaığımı görünce hem sevindim , hemde korkularım katmerlenmiş oldu....
Tüm malını mülkünü satıp, kurulu iş düzenini bozup sadece 'kıyamete odaklanmak', ilk başta bana biraz paranoyak bir yaklaşım gibi geliyor olabilir. Ama programı izleyince yerleşik düşünceler sallanmaya başlıyor..
Gerçi sadece programdan dolayı gelinmiş bir psikolojik nokta değil bu ...
Ana haber bültenlerini biraz takip etmek dünyanın ve ülkenin içerisinde bulunduğu durumu biraz takip etmek yeterli...
Kendilerine 'Hazırlıkçı' adını veren bu insanlar her türlü dışa bağımlılığı olabildiğince minumuma indirmeye çalışıp güvenliklerini sağlıyorlar ....

ALTIN VE GÜMÜŞ GÖZDE 

'Hazırlıkçılar' her şeyi düşünüyor. Tüm servetini yer altında aylarca yaşayacağı sığınak için harcayanların sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. Savaştan sonra enerji ve ilacın en önemli ihtiyaç kalemleri olacağına inandıkları için rüzgar tribünleri, güneş panelleri ve antibiyotik stokluyorlar. Nükleer felaketten sonra ülke paralarının hiçbir değer ifade etmeyeceğini iyi bildiklerinden, tüm paralarını ileride takas güçlerini artırabilmek adına altın ve gümüşe yatırıyorlar.
Peki nükleer savaş çıkar mı?
1980'den bu yana nükleer silahların sayısı tam sekiz kat artmış. Ama elinde nükleer silah bulunduran ülkelerin sayısı ikiden fazla olunca, savaş tehlikesi o oranda azalmış. Yine de nükleer silahların, onları terör örgütlerine kaptırma olasılığı, büyük tehlike...
Peki hangisi daha tuhaf bir insan davranışı? Tüm hayatını bir 'olasılık' üzerine inşa edip, paranoyaya kapılmak mı, yoksa bağıra çağıra gelen İstanbul depremine karşılık, çürük çarık evlerde oturmaya devam etmek mi? 
Sadece nükleer savaş değil tabi "depremler , fırtınalar , iç karışıklıklar , ekonomik çöküntülerden tutunda uzaylı istilasına" varana kadar yüzlerce binlerce neden var ....
Hal böleyken sizce hazırlıkçı olmak gerekmez mi?

2 yorum:

  1. Arkadaşlar Kıyamet Alametleri sayfamıza bekliyoruz https://www.facebook.com/K%C4%B1yamet-Alametleri.../

    YanıtlaSil
  2. Arkadaşlar Kıyamet Alametleri sayfamıza bekliyoruz https://www.facebook.com/K%C4%B1yamet-Alametleri.../

    YanıtlaSil