23 Mart 2014 Pazar

NÜKLEER SAVAŞTA HAYATTA KALMANIN YOLLARI


Unutmayın Nükleer bombanın asıl tesiri patlatıldıktan sonra etrafa saçtığı uzun süreli tesirlerdir. Elbette aşağıda yer alan öneriler, kimseye %100 güvenlik sağlamaz ancak nükleer saldırının etkileri azaltabilir.

1. Haber Kanallarını takip edin: Olası bir savaş halini takip etmek için haber ve radyoları takip edin. Nükleer bomba kritik ve jeopolitik önemi olan bölgelere (ülkenin başkenti gibi) atılacaktır. Nükleer bomba atıldığı yerin çevresinde kilometrelerce etki oluşturur. Etkilerden korunma için bombanın atıldığı yerin merkezinden uzak olmak radyasyondan daha az etkilenmenizi sağlar.
Bölgede olası nükleer tehlike halinde sirenler çalacaktır.
2. Patlama esnasında sığınma: Yanıcı ve parlayıcı maddelerden uzak durmalısınız, çünkü patlamayla birlikte büyük bir ısı dalgası yayılır.
Nükleer saldırı esnasında dışarıdaysanız:
  • Patlamayı hisseder hissetmez, çukur bir yer, bir duvar dibine yüz üstü yatın. (kuvvetli bir ışık parlamasından anlayabilirsiniz)
  • Patlamaya çıplak gözle bakmaya çalışmayın, geçici körlüğe sebebiyet verebilir.
  • Başınızı kollarınızla koruyun, gözleriniz kapalı olsun.
  • Çıplak yerlerinizi giysilerinizle örtün. Açıkta deri kalmasın.
  • Bu durumunuzu ışık ısı ve yıkılma etkileri geçene kadar koruyun.
  • En yakın sığınağa yönelin. Solunup yollarınızı bir bezle kapatmaya çalışın.
  • Elbette ülkemizde her evin sığınağı yok. Bodrum katlarını tercih edebilirsiniz. Sığınağa girmeden önce elbiselerinizi silkip, açıkta kalan yerlerinizi su ile yıkayın.
Evde veya İşyerinde İseniz:
Camlardan uzak durun, binanın tam ortasında yer alan odaya geçin. Masa, ranza, koltuk altlarına / arkalarına yüzükoyun yatın. SIĞINAĞA GİRMEK İÇİN 30-60 DK ZAMANINIZ VARDIR!
Arabadaysanız:
  • Parlak ışığı görür görmez:
  • Aracı ve motorunu durdurun.
  • Hemen açık yerlerinizi kapatın
  • Ellerinizi başınızın üzerine koyun ( başınızı koruyun).
  • Sırtınız camlara dönük olarak, dizlerinizin üzerine kapanın.YAT, KAPAN, ÖRTÜN!
  • Tehlike geçince sığınağa giriş hazırlıklarına başlayın. Telaş etmeyin.
Okuldaysanız:
  • Parlak ışığı görür göremez:
  • YAT, KAPAN, ÖRTÜN !
  • Derhal sıraların altına girin.
  • Sırtınız camlara dönük olarak kapanın
  • Sonra telaş etmeden öğretmeninizin talimatıyla sığınağa girin.
3. Radyasyondan korunmada 3 Temel Etken:
Mesafe: Nükleer bombanın patlatıldığı merkezden ne kadar uzaktaysanız etkilenme olasılığınız o kadar azalır.
Zaman: Nükleer bombanın en etkili hali ilk patlatıldığı zamandır. Daha sonra tesirler azalır.
Engel: Patlamanın yayılmasının ardından etrafınızdaki koruma gama ışınlarının size ulaşmasında koruyucu etki yapabilir. Etrafınızdaki çelik, kaya ve beton, toprak ve tuğlaya göre daha koruyucudur.
4. Hiç Bir koşulda 48 saatten önce barınağınızı terketmeyin. En az 8 -9 gün barınakta kalmalısınız, buna göre apartmanınızın bodrum katını özel olarak düzenleyin, konserve yiyecek ve su kaynaklarıyla donatın. Yine öyle bir imkanınız yoksa evinizde bir odayı bu iş için kullanılabilir bir hale getirmelisiniz.  Açık su kaynakları radyasyondan etkilenmiş olabilir bu nedenle uzak durmalısınız.
5. Her yerinizi örtün: Bir kara çarşaflı gibi giyinmelisiniz. Gözlük, şapka, atkı, eldiven vs giyerek derinizde hiç bir açıklık kalmayacak şekilde her yerinizi örtün. Özellikle solunum yollarınızda ıslak bir bez bulunsun. Örtünme Alfa ve Beta parçacıklarını engelleyebilir.
6. Radyasyondan etkilenen kişilere yardım edin. Radyasyon insandan insana bulaşmaz. Vücuda alınan radyasyon miktarına bağlıdır
Radyasyondan fazlaca etkilenen insanlarda şu belirtiler ortaya çıkar: Belirtileri gözlemlemek için Divide (2011) adlı filmi izleyebilirsiniz
  • Halsizlik, isteksizlik, bitkinlik,
  • Mide bulantısı, baş dönmesi,
  • Mide bulantısı, kusma, baş ağrısı,
  • Kusma, şiddetli baş ağrısı,
  • Kusma, ateş yükselmesi, kanlı ishal,
  • Kusma ve kanlı ishalin devam etmesi, ölüm.
Genel Uyarılar:
  • Asla Vazgeçmeyin, radyasyonu alma kademe kademedir. 150 röntgene kadar hayatta kalma şansınız vardır. Ancak ölmeseniz bile bu radyasyon sizde daha sonra kanser gibi belirtiler ortaya çıkarabilir.
75 röntgene kadar :Herkes için tehlikesiz alınabilecek radyasyon miktarı 
75 röntgen : Savaş dozu 
150 röntgen : Hastalık başlangıç dozu
  • İlk saldırı sonrası ikinci bir patlama olduysa son patlamadan itibaren 200 saat içinde barınağınızı terketmemeniz gerekir.
  • Hala sığınağınız veya bir panik odanız yoksa yapmaya başlayın. Bu tür odalar sadece nükleer değil, kimyasal silahlar ve doğal afetler için de kullanılabilir. Harekete geçmek için başınıza gelmesini beklemeyin.
  • Açık bir alandaki bitki, su kaynağı  veya metalik nesnelerle vücut temasında bulunmayın.

12 yorum:

  1. GİRİŞ

    Nükleer silah deyimi bize; atom çekirdeğini hatırlatmaktadır. Çünkü bir atomun parçalanması ya da iki atomun birleşmesi halinde açığa çıkan enerjiden istifade edilerek nükleer silahlar yapılmış ve geliştirilmiştir. Bu enerji, gerçekte çok fazla ise de faydalanılan kısmı gayet azdır. Fakat bir bombada milyarlarca atom bir anda parçalandığı ya da birleştiği için açığa çıkan enerji astronomik rakamlarla konuşulacak düzeye ulaşmakta ve bu enerjiyi anlatacak birim, bildiğimiz ölçülerden farklı, onların dışında bir şey olmaktadır. Bu kısa açıklama, atom ve hidrojen silahlarının ayrı esaslara göre yapıldıklarını ve klasik silahlardan başka nitelikte olduklarını göstermeyecektir. Atom silahları (Nükleer silahlar), fisyon olayından istifade edilerek yapılmıştır. Bu olay, bazı ağır metal (uranyum, plutonyum gibi) atomların nötron bombardımanı sayesinde eşit olmayan iki parçaya ayrılmasıdır. Bu esasa göre yapılan silahlar için enerji birimi kiloton (KT) 1.000 ton, T.N.T (Dinamit) nin yıkma gücüne eşit bir basıncın ifadesidir. Hidrojen silahları (Termonükleer silahlar), füzyon olayından faydalanılarak yapılmıştır. Bu olay bazı ağır hidrojen (döteryum, trityum gibi) atomlarının çok şiddetli ısı karşısında birleşmeleridir. (Bu ısıyı ancak bir atom infilakı verebilmektedir). Bu esasa göre yapılan silahlar için kudret birimi megaton (MT) dur. Megaton 1.000.000 ton T.N.T. nin yıkma gücüne denk bir basınçtır. Gerek atom, gerekse hidrojen silahları infilak ettirildikten sonra yaptıkları etkinin özelliklerinden hiçbir fark göstermediklerinden hepsine birden NÜKLEER SİLAH deyimini kullanmakta bir sakınca yoktur.

    B. ATOM VE HİDROJEN BOMBALARI ARASINDAKİ FARKLAR

    Bu silahların belirtilmesi gereken başlıca farklılıkları şunlardır;

    1. Hidrojen silahları istenilen kudrette yapılabildiği halde atom silahları için sınırlı kudret söz konusudur.

    2. İki silahın etki alanları değişiktir. Aynı ağırlıkta olan iki silahtan; hidrojen silahlarının etki alanı yarıçapı atom silahlarının 2,5 katıdır.

    C. NÜKLEER SİLAHLARLA KLASİK SİLAHLAR ARASINDAKİ FARKLAR

    Nükleer silahlarla klasik silahların karşılaştırılması ise bize şu sonuçları vermektedir.

    1. Klasik silahlar bir amaç (Yan etkileri hariç) için kullanıldıkları halde, nükleer silahlar aynı anda bir çok etkiyi birden yapabilmektedirler.

    2. Klasik silahlarda etki alanı olarak sokak ya da binalar kabul edildiği halde, atom bombalarının en küçüğünün (Nominal bomba=20 KT.'luk) etki alanını kilometrelerle ifade etmek gerekmektedir.

    3. Klasik silahlarda en ağır etkili bir tahrip bombasının etki süresi saniyenin 1/100'ü olduğu halde nominal atom bombasındaki basınç etki süresi 7/10 saniye; nominal bombanın 500 katı olan 10 M.T'luk hidrojen bombasında 5 saniyedir.

    4. Klasik silahlardan hiç birisinde yokken, nükleer silahların infilakı halinde diğer etkilerle birlikte radyolojik etkileri de ölüm ve hastalık saçar. Ayrıca silahın yerde veya yere yakın infilakında radyoaktif serpinti tehlikesi doğar.

    NÜKLEER SİLAHLARIN ETKİLERİ

    Bir nükleer infilakta, ilk önce silahın kudretine göre yarıçapı değişen bir ateş topu hasıl olur. Ateş topunun merkezindeki ısı, güneşteki ısıdan 2-3 defa daha fazladır. İşte aşağıda incelemeye başlayacağımız bütün etkiler etrafa bu ateş topundan yayılmaktadır. Nükleer silahların etkileri,

    1) Ani Etkiler (Isı, Işık, Ani Nükleer Radyasyon ve Basınç)

    2) Kalıntı Etkiler (Radyoaktif Serpinti) olarak ikiye ayrılır. Nükleer infilakın bütün etkilerini 100 kabul edersek, bu etkilerden:

    -%35'i Isı (Işık ile birlikte gelmektedir).

    -%5i Ani Nükleer Radyasyon

    -%45'i Basınç (Blast)

    -%15'i Kalıntı Etki (Radyoaktif Serpinti) olarak karşımıza çıkmaktadır.

    YanıtlaSil
  2. HAYATTA KALMANIN 11 ÇARESİ:

    1. NÜKLEER SİLAHLARIN TESİRLERİNİ,

    2. RADYOAKTİF SERPİNTİ Yİ,

    3. ALARM İKAZ İŞARETLERİNİ,

    4. YANGINLARI ÖNLEME VE SÖNDÜRME USULLERİNİ,

    5. İLKYARDIM VE EVLERDE HASTA BAKIMINI,

    6. RADYOAKTİF SERPİNTİDEN TEMİZLENME YOLLARINI,

    7. BULUNDUĞUNUZ BÖLGENİN SİVİL SAVUNMA PLANLARINI, ÖĞRENİNİZ.

    8. BİR SIĞINAK VAHUT BARINAK,

    9. ONDÖRT GÜN YETECEK KADAR ERZAK VE EŞYA,

    10. PİLLE İŞLEYEN BİR RADYO,

    11. KENDİNİZ VE AİLENİZ İÇİN BİR PLAN, HAZIRLAYINIZ.

    Olağan üstü hal ve zamanlar için alınmakta olan tedbirler hiçbir zaman harbin kaçınılmaz bir tehlike olduğunu ifade etmez. Fakat her ihtimale karşı şimdiden alınması gerekli tedbirlerin ihmal etmek bizim için en hafif manası ile bir deliliktir.

    Bir taraftan plan ve hazırlıklarımızı yaparken bir yandan da bu plan ve hazırlıkları hiçbir zaman uygulama zorunda kalmamamız için hep birlikte dua edelim.

    GERÇEKLER:

    - Bizimde dahil olduğumuz hür dünya milletleri, yıllardan beri ATOM silahının kontrol ve yasak etmek için devamlı olarak çare aramaktadır.

    - Fakat bu konuda güvenli bir anlaşma yapılıncaya kadar NÜKLEER SAVAŞ daima korkunç bir ihtimal olarak ortada duracaktır.

    - Nükleer taarruzdan sonra meydana gelen RADYOAKTİF SERPİNTİ 'ye karşı tesirli korunma tedbirleri almak mümkündür.

    - Bir tehlike karşısında savuma tedbirleri almak her akıllı ve ihtiyatlı insan için en normal bir davranıştır.

    - Bu gibi tedbirler almak harbi davet etmez.

    - Bu tedbirleri almakla bir nükleer harpten göreceğimiz zarar çok azalır. Hayatta kalma ve kalkınma imkanlarımız artar.

    - Hayatta kalmayı öğrenmek herkesi ilgilendiren bir konudur.

    YanıtlaSil
  3. YAŞADIĞINIZ ŞEHİR VE KASABALARDAKİ HÜKÜMET İLGİLİLERİ VE SİVİL SAVUNMA TEŞKİLATI SİZİN HAYATINIZI KORUMAK İÇİN:

    - Taarruzdan önce yapılacak tahliye planlarını hazırlamak,

    - Diğer şehir ve kasabalara yardım, büyük şehirlerden boşaltılan halkın ve yaralıların bakım ve tedavilerini temin etmek,

    - Taarruz ve RADYOAKTİF SERPİNTİ tehlikesi ile ilgili haberleri halka ulaştırmak ve NÜKLEER silahların tesirlerinden korunma çarelerini göstermek suretiyle ELDEN GELEN BÜTÜN YARDIMLARI YAPACAKLARDIR.

    SIKIŞIK DURUMLARDA, HER KADEMEDE HÜKÜMET OTORİTESİNİN VE DEVLET DÜZENİNİN YAŞATILMASI İÇİN:

    - Olağanüstü hallerde dairelerin ve buralardaki sivil personelin yapacağı işler önceden planlanmalı ve sorunlar tayin edilmelidir.

    - İdare zincirinde kilit mevki şahısların yerini icabında kimin alacağı belirtilmelidir.

    - Tehlike ve olağanüstü hallerde idare merkezi olarak kullanılacak karargah yerleri hazırlanmalıdır.

    - TAPU, NÜFUS, MALİYE hesapları gibi önemli vesika ve kayıtlar korunmalıdır.

    - Olağanüstü hallerde el konacak önemli ikmal maddeleri ve kaynakları tespit edilmelidir.

    - Sağlık ve Sosyal Yardım Teşkilatı gibi acil hizmetlerin seferberlik hazırlıkları yapılmalıdır.

    SORULARLA NÜKLEER SİLAHLAR :

    . Gelecek bir atom savaşında insanlar için en yaygın tehlike nedir? Radyoaktif Serpinti

    . Neden? Zira ATOM BOMBASI yaşadığımız şehrin üzerinde patlamasa, başka şehrin hatta başka ülkelere atılsa bile, bu infilaklardan meydana gelen RADYOAKTİF SERPİNTİ bizim için zararlı olabilir.

    . RADYOAKTİF SERPİNTİ zamanla tesirini kaybeder mi? Evet infilaktan 7 saat sonra RADYOAKTİF SERPİNTİ'nin tesiri % 90 ve 2 GÜN sonra ise % 99 azalır.

    . Serpinti sığınakları insanları bu tehlikeden korur mu? Evet serpinti tehlikesi olan yerlerde bir sığınakta barındığımız takdirde radyasyonun en kuvvetli tesirlerinden kurtulabiliriz. Böyle bir sığınak dışarıdaki radyasyonun %99 zunu tutar ve içeri geçirmez.

    . Bir aile sığınağında hava süzgecine ihtiyaç varmı? Hayır. Çünkü RADYOAKTİF SERPİNTİ GAZ değil TOZ şeklindedir. Tozlar gibi çöker,gazlar gibi delikten sızıp girmez.

    . Neden daima Serpinti sığınakları tavsiye ediliyor? Çünkü bu sığınaklar RADYOAKTİF SERPİNTİ tehlikesine karşı çok sayıda insanın hayatını koruyabilecek en tesirli bir çaredir.

    . Radyasyon Hastalığı bulaşıcımı dır? Hayır. Bu hastalık fazla miktarda radyasyona maruz kalanlarda görülür. Fakat hastalık insandan insana bulaşmaz.

    YanıtlaSil
  4. KİMYASAL SAVAŞ VE SAVUNMA

    KİMYASAL SAVAŞIN TANIMI: Kimyasal özelliği sayesinde öldürücü, yaralayıcı ve tahriş edici özellikler gösteren, sis ve yangın meydana getiren Katı, Sıvı, Gaz halindeki maddeler ile yapılan savaştır.

    KİMYASAL SAVAŞ MADDELERİNİN GENEL AYIRIMI

    1. FİZİKSEL DURUMLARINA GÖRE

    -Katı, Sıvı, Gaz, Aerosol




    YanıtlaSil
  5. 2. FİZYOLOJİK ETKİLERİNE GÖRE

    a. Zehirleyici Kimyasal Maddeler; Sinir gazları, Yakıcı gazlar, Kan zehirleyici gazlar, Boğucu gazlar, Uyuşturucu gazlardır.

    b. Kargaşalığı Bastıran Gazlar, Gözyaşı getiren gazlar, Kusturucu gazlar

    c. Kimyasal Maddelerin Kullanımlarına Göre; Savaş gazları (zayiat verdiren gazlar) Yangın maddeleri, Sis maddeleri, Bitki öldürücüler.

    d.Arazide Kalma Özelliklerine Göre; Uçucu gazlar (atıldığı anda 10-30 dakikadan daha fazla kalmayan gazlardır), Kalıcı gazlar (30 dakikadan daha uzun süreli kalan gazlardır)

    3. KİMYASAL MADDELERİN SEÇİM VE KULLANIMINI ETKİLEYEN GENEL FAKTÖRLER Kimyasal madden

    in etkin bir şekilde kullanımı, onun fiziksel ve kimyasal özellikleri ile meteorolojik şartlara bağlıdır Kimyasal maddenin etkinliğinin süresi saldırıda kullanılan maddenin fiziksel karakterine, miktarına, silah sistemine, kullanıldığı bölgenin arazi yapısına, saldırıya uğrayan kitlenin kimyasal maddeyi nötralize etme yeteneğine bağlıdır.

    a. Kimyasal Saldırıya Hava Şartlarının Etkisi: Sıcaklık, sıcaklık farkı, rüzgar, nem vb. meteorolojik parametreler kimyasal ajanların performansını etkiler. Ajanların buharlaşması ve yayılması sıcaklık ve rüzgar hızı ile artar. Nemin fazla olması Iperit'in etkinliğini artırır. Yağmur ise bazı sıvı ajanların kontaminasyonunu yıkayabilir. Tabloda bazı ajanların hava şartlarına bağlı olarak kalıcılığı verilmiştir.

    b. Kimyasal Savaş Maddelerinin Vücuda Girme Yolları: Buhar, Gaz ve Aerosol halinde zehirli maddeler solunum yoluyla, katı ve sıvı partiküller halinde olan zehirli maddeler deri yoluyla, yiyecek ve içecek maddelerine bulaşmış zehirli maddeler sindirim yoluyla girerler.

    4. KİMYASAL SAVAŞ MADDELERİNİN KULLANMA ŞEKİLLERİ

    Püskürtücü aletler veya spray-tanklarla, sıvı veya aerosol şeklinde, topçu mermileri, roket veya torpido mermileri içinde, mayınlarla, füzelerle, uçak bombalarıyla.

    5. SAVAŞ GAZLARININ ÇEŞİTLERİ

    Savaş gazları, cilde temas ettiği, personel tarafından solunduğu veya sindirim yolu ile alındığı zaman öldürücü ve zarar verici etkiler meydana getirirler. Standart savaş gazları şunlardır; Sinir gazları,Yakıcı gazlar, Kan Zehirleyici gazlar, Boğucu gazlar, Kusturucu gazlar, Göz Yaşartıcı gazlar, Uyuşturucu gazlar.

    YanıtlaSil
  6. 6. SAVAŞ GAZLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ

    Zehirleme gücü çok yüksektir, Renksiz, kokusuz, havadan ağırdır, Yapıları kolaylıkla bozulmaz, Üretimleri kolay ve ucuzdur, Havaya, suya ve kimyasal maddelere karşı dayanıklıdır.

    a. Sinir Gazları Sıvı, gaz veya buhar halinde bulunurlar. Renksiz ve tatsızdırlar. Sıvı halinde ise kahverengidirler. Sinir gazları solunum ve cilt yoluyla vücuda girer. Kişinin sinir sistemini etkiler, kasları felce uğratarak solunum ve dolaşım sistemlerini durdurup ölüme neden olur. Sinir gazları Tabun GA, Sarın GB, Soman GD, VX Grubu, gazlardır. G Grubu gazları solunum yoluyla vücuda girer. Yeterli miktarda alındığı takdirde 1-2 dakika içerisinde ölüme sebebiyet veren gazlardır. Öldürücü dozu 1 Miligram kadardır. VX Grubu sinir gazları son zamanlarda geliştirilmiştir. G Grubundan daha öldürücüdür. Buhar ile solunum sistemlerinden veya sıvı ise deriden nüfuz edebilir. Atıldıkları yerlerde uzun müddet kalabilirler. Öldürücü dozu 0,4 Miligramdır.

    1) Fizyolojik Etkileri: Sebepsiz ağız ve burun akıntısı, göğüs tıkanıklığı, solunum güçlüğü, görme bulanıklığı, gözbebeklerinin küçülmesi, kaslarda seğirme, bulantı ve kusma, aşırı terleme ve idrar tutamama, baş ağrısı, denge bozukluğu, şaşkınlık, miskinlik, sebepsiz sıçrama, çırpınma, koma ve ölüm.

    2) Korunma: Sinir gazlarından korunmak için gaz maskesi, koruyucu elbise, eldiven ve bot birlikte kullanılmalıdır. Sığınak veya sığınma yerine girilmelidir. Şayet, sinir gazına maruz kalınmışsa, nefesinizi tutunuz ve örtünerek derhal kapalı bir yere giriniz. Yukarıda belirtilen fizyolojik etkiler görüldüğünde bir ATROPİN iğnesi yapınız. (Etkileri geçmediği takdirde 15'er dakika ara ile 2 nci Atropin iğnesi yapınız) Cilde bulaşmış ise pudra veya benzeri bir madde dökünüz 5-10 dakika sonra sabunlu su ile yıkayınız. Elbiselere bulaşmış ise bulaşan yeri kesip atınız veya elbiseyi çıkarınız. Göze kaçmış ise gözü su ile en az 30 saniye yıkayınız.

    DİKKAT: SİNİR GAZINA MARUZ KALDIĞINIZDAN EMİN OLMADIKÇA ATROPİN İĞNESİNİ YAPMAYINIZ. ATROPİN İĞNESİ KULLANILDIKTAN SONRA KASLARI GEVŞETMEK İÇİN DİAZEPAM TABLETİNDEN 1 ADET ALINIZ.

    Evde iseniz, Gaz Alarmı verilince daha önceden hazırlamış olduğunuz sığınma yerlerine gidiniz. Taşıtta iseniz; taşıtın kapı ve pencerelerini, havalandırma tesisatını kapatınız. Rüzgarı karşınıza alarak hızla uzaklaşınız.

    b. Yakıcı Gazlar Genellikle sıvı ve buhar halinde bulunurlar. Gözleri cildi veya solunum yollarını yakmak suretiyle zayiata sebep olan geç tesirli kimyasal harp maddesidir. Yaptığı zehirlenmenin belirtileri genellikle 4-6 saat içerisinde ortaya çıkar. Bazı çeşitleri acı verirler. Renkleri renksizden koyu kahverengine kadar değişen yağlı sıvılardır. Buhar halindeyken normal olarak görünmezler. Bir kısmının kokuları olup sarımsak, acı badem, ıtır gibi kokuları vardır (İperitler, Arsenikler).

    1) Fizyolojik Etkileri: Gözlerde sulanma ve yanma, gözlerde ışığa karşı duyarlılık, göz kapaklarının şişmesi, öksürük ve boğulma hali, gözlerde, boğaz ve nefes borularında iltihaplanma, ciltte kızarıklıklar ve kabarcıklar, bulantı ve kusma.

    2) Korunma: Göz kapaklarını açık tutarak bol su ile uzun süre yıka. Tenine bulaşan sıvıyı yara temizler gibi sürtmeden sil. Koruyucu merhem sür. Bol su ile yıka. Elbiseni temizle ya da çıkar at.

    c. Kan Zehirleyici Gazlar Kalıcı olmayan çabuk tesirli gazlardır. Kandaki oksijenin vücut doku ve hücreleri tarafından alınmasını önlemek suretiyle ölüme sebep olurlar. (Hidrojen Siyanür, Siyanojen Klorid, Arsin)

    1) Fizyolojik Etkileri: Burun ve boğazda Tahribat, Titreme ve öksürük, Göğüs darlığı ve boğulma hali, Solunum hızlanması, Güç ve ağır solunum, Baş ağrısı, baş dönmesi, sersemleme, Bulantı ve kusma, Boğazlarda ve nefes borusunda şiddetli acı, Şiddetli baş ağrısı.

    YanıtlaSil
  7. 2) Korunma: Varsa maskeni tak, Sığınak veya sığınma yerine gir, Açık ve temiz havaya çık.

    d. Boğucu Gazlar: Boğucu gazlar solunum yoluyla vücuda girerler. Nefes yolları ve akciğerleri tahrip etmek suretiyle solunum sistemini etkilerler. Kanın ödemine neden olarak akciğerler sıvı ile dolar ve oksijen yetersizliğinden ölüme neden olabilirler. Çok uçucu olan bu gruptaki gazlar genellikle renksiz ve yeni biçilmiş çayır, çürümüş saman ve mısır püskülü kokusu gibi kokuları vardır (Fosgen, Difosgen).

    1) Fizyolojik Etkileri: Göğüste darlık ve solunum güçlüğü, Öksürük ve gözlerde yaşarma, Yorgunluk, dudaklarda morarma, Burun ve boğazlarda tahriş ve akıntı, Bulantı ve kusma

    2) Korunma: Varsa maskeni tak. Gazlı sahadan uzaklaş. Sığınak ve sığınma yerlerine gir. Oksijen cihazı tatbik edilir (Suni solunum yaptırılmaz).

    e. Kusturucu Gazlar: Bu gazlar genellikle katı haldedirler. Isındıkça buharlaşır, yoğunlaşır, zehirli aerosoller oluştururlar. Kusturucu gazlar, genel olarak ayaklanmalarda ve kargaşalıkları bastırmada kullanıldığı gibi zehirli gazların tesirlerini artırmak amacıyla bu gazlarla da birlikte kullanılır.

    YanıtlaSil
  8. ) Fizyolojik Etkileri: Burun ve boğazda tahriş, Öksürme ve aksırma, Boğazda ve nefes borusunda şiddetli acı, Bulantı ve kusma, Şiddetli baş ağrısı.

    2) Korunma: Varsa maskeni tak. Sığınak veya sığınma yerine gir. Açık ve temiz havaya çık.

    f. Gözyaşartıcı Gazlar Genellikle gözlerde yanma, yaş gelmesi ve şiddetli baş ağrısı yaparak, ayaklanma ve nümayişlerde kullanılan gazlardır.

    1) Fizyolojik Etkileri: Gözlerden bol yaş gelmesi, Cilt ve burun içerisinde iğnelenme, Şiddetli baş ağrısı, Bulantı ve kusma.

    2) Korunma: Varsa maskeni tak. Ovuşturmadan gözler silinir. Su ve sabunla yıkanır

    g. Uyuşturucu Gazlar: Buhar ve aerosol halinde atılırlar. Solunum yoluyla etkilerler. Zihni ve fizyolojik bozukluklar felç, körlük, sağırlık ve akıl hastalıkları yapar.

    1) Fizyoloik Etkileri: Tansiyon yükselmesi, baş dönmesi, kalp çarpıntısı, ağız ve ciltte kuruma, görüşte bulanıklık, kusma ve kabızlık, uyuşukluk ve sersemleme, hayal görme ve sayıklama.

    2) Korunma: Varsa maske takılır, koruyucu elbise giyilir. Temizlenmek için deterjan, sabun, su malzeme temizliği için Hidrokloritik ve Alkolsosik eriyikleri kullanılır.

    KİMYASAL SAVAŞ MADDELERİNDEN KİŞİSEL TEMİZLENME

    a. Kişisel Temizlenme Kimyasal bir taarruza maruz kalan bir kişi ciddi yaralanmalardan hatta ölümden kaçınmak için mümkün olan süratle vücudun açıktaki kısımlarını temizler. Eğer temizlenme çabuk ve tam olarak yapılmamış ise ilk yardım tedbirleri lüzumludur. Vücudun temizlenmesi için uygun malzeme su, sabun veya koruyucu merhemdir.

    1) Gözlerin ve Yüzün Temizlenmesi: Kimyasal maddeler vücudun deri kısımlarına nazaran gözlerden daha çabuk emilirler. Zayiattan kaçınmak için gözlerin, yüzün ve maskenin temizlenmesi lüzumludur. Temizlenmeye göz, yüz ve maskenin içerisinde bütün kimyasal maddelerin temizlendiğine emin oluncaya kadar devam edilir.

    2) Cildin Temizlenmesi: Ciltten kimyasal maddelerin temizlenmesinde sürat lüzumludur. Eğer kimyasal madde cildin içine girerse temizlenme veya tesirsiz hale getirme imkansız olabilir.

    b. Kişisel Teçhizatın Temizlenmesi Kişisel teçhizatı temizleme ve zamanı aşağıda belirtilmiştir.

    1) Koruyucu Maske: Kauçuk maskenin dışı sıvı kimyasal gazları emeceğinden koruyucu maske kirlendikten sonra hemen temizlenir. Maskenin dış kısımları temiz bir bezle temizlendikten sonra su ile yıkanır. Maskenin iç kısmı temiz bir bezle silinir. DİKKAT: Filtre ve maske süzgeçlerine su değdirilmemesine dikkat edilir.

    2) Elbise: Elbise aşağıda belirtilen şekilde temizlenir. Kimyasal gaz buharlarına maruz kalmış olan elbise güneş ışığında 4 ila 8 saat veya bütün bir gece havalandırılmak suretiyle temizlenir. Kimyasal gaz buharlarına maruz kalan kimyasal koruyucu elbise temizlemeyi gerektirmez. Çapı 1.3 cm'den daha büyük olan lekelerle kirlenen koruyucu dış elbiseler ve çapı 3 mm den daha büyük olan lekelerle kirlenen emprenye elbiseler tehlikelidirler. Bu durumda elbise derhal çıkarılır ve ilk fırsatta değiştirilir.

    3) Botlar: Deri botlar kirlenmeden sonra mümkün olur olmaz sabunlu su, su veya kireç kaymağı ile temizlenir. Temizlendikten sonra yakıcı gazların botlardan geçişini geciktiren koruyucu yağ kullanılır

    YanıtlaSil
  9. BİYOLOJİK SAVAŞ

    TANIMI

    Biyolojik savaş; insan, evcil hayvan ve faydalanılan bitkilerde ölüm veya zarar meydana getirmek, malzemeyi hasara uğratmak amacıyla mikroorganizmaların veya bunların toksinlerinin (zehirlerinin) kasden kullanılmasıdır. Bakteriler, Riketsialar, Virüsler, Funguslar, Protozoalar gibi mikroorganizmalar biyolojik savaş maddesi (ajanı) olarak kullanılabilinirler.

    BİYOLOJİK SAVAŞ MADDELERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

    Biyolojik savaş maddelerinin belli başlı özellikleri şunlardır.

    a- Üretimleri kolay ve ucuzdur.

    b- Depolama şartlarına ve dış şartlara dayanıklıkları fazladır.

    c- Enfeksiyon yetenekleri fazla olup,salgın yapabilmektedir.

    d- Hastalık yapmaktadır.

    e- Vucuda çeşitli yollardan girer.

    f- Kuluçka devreleri genellikle kısadır.

    g- Teşhis ve tedavileri güç olup, çok zaman almaktadır.

    h- Öldürücüdür.

    BİYOLOJİK SAVAŞ MADDELERİNİN VUCUDA GİRİŞ YOLLARI

    a- Solunum Sistemi,

    b- Sindirim Sistemi,

    c- Deri,

    d- Tenasül Organları,

    e- Göz Konjiktivaları ile

    Biyolojik ajanın vucuda giriş yollarına göre tehlike oranı artar. Örneğin; ŞARBON hastalığı mikrobu deri yolu ile alınırsa ölüm oranı %5-20 civarında iken, solunum yolu ile alındığında ölüm oranı %99'a kadar çıkar. Yine VEBA deri yolu ile bulaştığında ölüm oranı %20-30 iken, solunum yolu ile alındığında ölüm oranı %95'e kadar çıkar.Tüberküloz basilleri solunum yolu ile akciğerlere girince hastalık VEREM olur.

    Aynı basiller sindirim yolu ile alınırsa bağırsakta bağırsak hastalığı olur. TİFO mikrobu yaralardan geçerse az, sindirim yolu ile alınırsa çok tehlikeli olur.

    BİYOLOJİK SAVAŞA KARŞI SAVUNMA

    Biyolojik silahlara karşı savunma tedbirlerinden sorumlu makam Sağlık Bakanlığıdır. Ancak, diğer Bakanlık ve ilgili kuruluşlar da kendi hizmetleri ile ilgili savunma tedbirleri konusunda gerekli önlemleri almak durumundadırlar. Örneğin; bitki ve hayvanlarda ortaya çıkacak hastalıklara karşı tedbirler Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca, Biyolojik Ajan ile kirlenmiş sahaların temizlenmesi Çevre Bakanlığı, İtfaiye ve Sivil Savunma vb. kuruluşlarca yapılmaktadır. Biyolojik silahların kullanımını önleyecek veya kullanıldıklarında bunları etkisiz hale getirebilecek hiç bir kesin önlem pratik olarak yoktur, yakın gelecekte de olmayacaktır. Bu tür silahların üretilmesi, depolanması ve kullanılması oldukça ucuz, ancak bunlardan korunma, tedavi yöntemleri ise oldukça pahalı ve zordur. Etkili bir savunma için iyi eğitilmiş personele, çok etkili haber alma birimlerine, kaliteli ve etkili koruyucu malzeme, tespit ve teşhis araç ve gereçlerine, çok çabuk ve etkili bir şekilde organize olan Sağlık, Sivil Savunma ve İtfaiye teşkilatlarına gerek bulunmaktadır.

    YanıtlaSil
  10. BİYOLOJİK SAVAŞ MADDELERİNDEN KORUNMA TEDBİRLERİ

    a- Genel Tedbirler

    1- Sağlık, İtfaiye, Sivil Savunma ve diğer ilgili personel ve halk, biyolojik savaş hakkında bilgilendirilmelidir.

    2- Bunlara hijyen kural ve esasları öğretilmelidir.

    3- Bütün yurtta aşı, serum, ilaç, hastane, doktor ve sağlık personeli yeterliliği sağlanmalıdır.

    4- Planlanan aşılar zamanında yapılmalı ve gerekli sihhi tedbirler alınmalıdır.

    5- Biyolojik savaş maddelerine karşı koruyuculuk sağlayan malzemeler ( maske, koruyucu elbise, kitler ) temin edilmeli ve kullanılması öğretilmelidir.

    6- Şahsi ve çevresel temizliğe dikkat edilmelidir.

    7- Su ve besin maddeleri temiz olarak kapalı kaplarda bulundurulmalı ve gerektiğinde kaynatılmalıdır.

    8- Hastalıklar, ilgili yerlere derhal haber verilmelidir.

    9- Yetkililerin emir ve talimatlarına uyulmalıdır.

    b- Bireysel Tedbirler

    1- Varsa maske tak.

    2- Kirlenmiş sahadan en kısa sürede uzaklaş.

    3- Hiç bir şeye el sürme ve yere atılmış eşyaları alma.

    4- Elbiseni düğmele, eldivenlerini giy ve açık yerlerini kapat. (kesik ve yaralar, yara bantı ile kapatılmalıdır.)

    5- Yakınında sığınak varsa sığınağa gir.

    6- Yanındaki içecek ve yiyecekten başkasını yeme.

    7- İçecek ve yiyecekleri kaynat.

    8- Kullanılacak malzeme ve araçları sterilize et.

    9- Vucudunu temiz tut.

    10- Hastalık halinde derhal doktora müracaat et.

    11- Şaşırma, heyecanlanma ve şaiyalara inanma.

    c- Toplu Korunma

    Toplu olarak korunma sığınaklar ile sağlanır. Sığınakların havalandırma tertibatlarının filtreli olması, giriş ve çıkışlarının iyi izole edilmesi gereklidir. Ayrıca sığınaklarda personele yetecek temizlik ve tedavi maddelerinin bulundurulması gereklidir.

    d- Sığınaklarda Uyulması Gerekli Kurallar

    1- Sığınağa girenlerin temizliği yapılmalıdır.

    2- Kontrol ve muayeneden geçirilmeyen gıda maddeleri ile su sığınağa sokulmamalıdır.

    3- Yiyecek ve içeceklerin kapalı kutularda bulundurulması, yiyeceklerin pişirilmeden yenmemesi ve suların kaynatılmadan içilmemesi gerekir.

    4- Çöp ve dışkıları naylon torbalara doldurulup ağızları bağlı tutulmalı ve dezenfekte edilmelidir.

    BİYOLOJİK SAVAŞ MADDESİ İLE KİRLENEN PERSONEL VE EŞYANIN TEMİZLENMESİ

    Biyolojik taarruzdan sonra temizlenmek için en basit ve en tesirli usul, su ve sabunla yıkanmak ve yıkamaktır.

    1-Personelin Temizlenmesi: Biyolojik maddelere maruz kalan personel, sıcak sabunlu su ile yıkanarak temizlenir, varsa mikrop öldürücü sabunlar kullanılmalıdır.

    2-Eşyaların Temizlenmesi: Kirlenen elbise ve çamaşır ile diğer eşyalar ilk fırsatta sabunlu veya deterjanlı su ile yıkanır ya da kaynatılarak temizlenir. Koruyucu maske, filtre elemanları çıkarılarak dış ve iç kısımları temiz bir bezle temizlenir, sonra ılık sabunlu suda yıkanır ve dezenfektan kimyasal eriyikler kullanılarak temizlenir.

    3-Yiyecek ve İçeceklerin Temizlenmesi: Biyolojik madde ile kirlenen yiyecek ve içeceğe çok fazla dikkat edilir. Yiyecek ve içecekler hastalık meydana getiren tabii kaynaklardır. Sağlık personeli tarafından yenmelerine ve içilmelerine müsaade edilmedikçe kullanılmaz. Ancak aşağıdaki temizleme işlemleri yapıldıktan sonra yenilebilir ve içilebilir.

    a- Taze sebze ve meyvelerin kirli kısımları kesilerek atılır ve bol su ile yıkanarak temizlenir.

    b- Et ve buna benzer maddelerin 1-2cm. kalınlığında üst kısımları kesilip atılarak veya pişirilerek temizlenir. Kuru yiyecek maddeleri için kaynatarak pişirme en iyi yoldur.

    c- Ambalajlı yiyecek maddeleri ise; ( Sağlam ve dayanıklı ambalajlar kirlenme ihtimalini azaltır) karton ambalajlı yiyecek maddelerinde, ambalajın dış kısımları kireç kaymağı veya kimyasal bir madde ile silinir. Kuruduktan sonra dış kısımları atılır ve kullanılacak hale getirilmiş olur.

    YanıtlaSil
  11. d- Teneke ve cam veya plastik ambalajlı yiyecek maddeleri kutusu açılmadan evvel 15 dakika suda kaynatılarak veya su ve sabunla yıkanarak veyahut mikrop öldürücüde dezenfekte edilerek temizlenir. Kural olarak açıktaki bütün sular dökülmelidir. Ancak bu gibi sular kullanmak mecburiyetinde kalınırsa su iyice kaynatılmalı ( en az 15 dakika ) ve içine su arıtma tabletleri atılmalıdır. Kapalı kap ve su şişelerindeki su, dış yüzeyleri temizlenmek suretiyle içilecek hale getirilir. Çeşme ve akarsuların suları tıbbi kontrolden geçmeden içilmemeli ve kullanılmamalıdır.

    4- Binaların Temizlenmesi: Özellikle ahşap binaların temizlenmesi güçtür. Binalar kireç kaymağı ile fırçalanarak veya süngerle, sıcak sabunlu su ile veya çamaşır sodası ile yıkanarak veyahut havalandırılarak temizlenir. Ayrıca binalar, biyolojik temizleyici madde kullanılarak da temizlenir.

    5-Açık Yerlerin Temizlenmesi: Güneş ışığının bir çok mikroorganizmaları öldürücü etkisi olduğundan, genel olarak açıktaki gölgesiz yerleri temizleyebilir. Bununla beraber alçak ısılarda gölgeli bölgeler saatlerce tehlikeli olarak kalabilir. Geniş bölgelerin temizlenmesi mümkün değildir. Ancak, kirletildiğinden şüphe edilen önemli bölgeler, kimyasal temizleyiciler ve kostik soda eriyiği gibi temizleme maddeleri kullanılarak temizlenir.


    YanıtlaSil
  12. JT Casinos & Gaming Software Provider - Jet Set Casino
    JT Casinos & Gaming Software Provider - Jet 남원 출장안마 Set Casino. JT Casino 부산광역 출장안마 is a 정읍 출장마사지 leading 안산 출장마사지 online gaming 군포 출장샵 supplier and provider of gaming solutions for many

    YanıtlaSil